İmam Mehdi Namazı | Âl-i Yâsin Ziyareti

İmam Mehdi Namazı | Âl-i Yâsin Ziyareti

İmam Mehdi Namazı | Âl-i Yâsin Ziyareti

Zamanımızın imamı olan Hz. İmam Mehdi ile sürekli irtibat halinde olmak, gönülde ve düşüncede her an onu yadetmek, Allah yolunda ilerlemek isteyen bir mümin için çok önemlidir. Zira O, ilahi feyzin vasıtasıdır, kim nereye ulaşmışsa onun inayeti sayesinde ulaşmıştır.

Bizim kulluğumuz ve dünya hayatında Allah'ın istediği gibi yaşayabilmemiz İmam Mehdi ile olan bu ilişkiye bağlıdır.

Gün içerisinde çokça hatırlayıp “Ya Sahibez Zaman” diyerek onu seslemek, her namazdan sonra Ferec Duasını okumak, her sabah İmam Mehdi’nin selametliği için sadaka vermek ve özellikle de Cuma günleri İmam Mehdi namazını kılmak yerine getirmemiz gereken çok önemli amellerdendir.

İmam Mehdi Namazının Kılınış Şekli

- Sabah namazı gibi 2 rekattır.

- Niyet: İmam-ı Zaman namazı niyetiyle kılınır.

- 1. ve 2. rekatta Fatiha suresi okunmaya başlanıp "İyyake na'budu ve iyyake nestain" ayetine ulaşılınca, bu ayet 100 defa tekrarlanır ve sonra devam edilerek Fatiha suresi bitirilir. Ardından İhlas suresi 1 defa okunur.

- Rukû (Subhane Rabbiye’l azimi ve bihamdih) ve secde (Subhane Rabiye’l A’ala ve bihamdih) zikirleri 7 defa söylenir.

- Namaz bittikten sonra:

1 defa: “La ilahe illallah" denilir.

Sonra Hz. Fatıma Zehra'nın tesbihi çekilir. (34 defa Allahu Ekber, 33 defa el-Hamdulillah, 33 defa Subhanallah)

Sonra secdede 100 defa salavat çevrilir. (Allahumme salli ala Muhammed ve âl-i Muhammed)

Bu namaz bittikten sonra insanın İmamıyla konuşması, içini dökmesi, hacetlerini söylemesi çok iyidir. Yine  Âl-i Yâsin Ziyaretini okumak da inşallah O İmam'ın lütfuna mazhar olmamızı sağlayacaktır.

Âl-i Yâsin Ziyareti

PDF FormatındaOkumak İçin Tıklayın

Arapçası

  

  

سَلامٌ عَلَىٰ آلِ يس، السَّلامُ عَلَيْكَ يَا داعِيَ اللّٰهِ وَرَبَّانِيَّ آياتِهِ، السَّلامُ عَلَيْكَ يَا بابَ اللّٰهِ وَدَيَّانَ دِينِهِ، السَّلامُ عَلَيْكَ يَا خَلِيفَةَ اللّٰهِ وَناصِرَ حَقِّهِ

السَّلامُ عَلَيْكَ يَا حُجَّةَ اللّٰهِ وَدَلِيلَ إِرادَتِهِ، السَّلامُ عَلَيْكَ يَا تالِيَ كِتابِ اللّٰهِ وَتَرْجُمانَهُ، السَّلامُ عَلَيْكَ فِي آناءِ لَيْلِكَ وَأَطْرافِ نَهارِكَ

السَّلامُ عَلَيْكَ يَا بَقِيَّةَ اللّٰهِ فِي أَرْضِهِ، السَّلامُ عَلَيْكَ يَا مِيثاقَ اللّٰهِ الَّذِي أَخَذَهُ وَوَكَّدَهُ

السَّلامُ عَلَيْكَ يَا وَعْدَ اللّٰهِ الَّذِي ضَمِنَهُ، السَّلامُ عَلَيْكَ أَيُّهَا الْعَلَمُ الْمَنْصُوبُ، وَالْعِلْمُ الْمَصْبُوبُ، والْغَوْثُ وَالرَّحْمَةُ الْواسِعَةُ وَعْداً غَيْرَ مَكْذُوبٍ

السَّلامُ عَلَيكَ حِينَ تَقُومُ، السَّلامُ عَلَيْكَ حِينَ تَقْعُدُ، السَّلامُ عَلَيْكَ حِينَ تَقْرَأُ وَتُبَيِّنُ

السَّلامُ عَلَيْكَ حِينَ تُصَلِّي وَتَقْنُتُ، السَّلامُ عَلَيْكَ حِينَ تَرْكَعُ وَتَسْجُدُ، السَّلامُ عَلَيْكَ حِينَ تُهَلِّلُ وَتُكَبِّرُ

السَّلامُ عَلَيْكَ حِين تَحْمَدُ وَتَسْتَغْفِرُ؛ السَّلامُ عَلَيْكَ حِينَ تُصْبِحُ وَتُمْسِي

السَّلامُ عَلَيْكَ فِي اللَّيْلِ إِذا يَغْشىٰ وَالنَّهارِ إِذا تَجَلَّىٰ، السَّلامُ عَلَيْكَ أَيُّهَا الْإِمامُ الْمَأْمُونُ، السَّلامُ عَلَيْكَ أَيُّهَا الْمُقَدَّمُ الْمَأْمُولُ، السَّلامُ عَلَيْكَ بِجَوامِعِ السَّلامِ

أُشْهِدُكَ يَا مَوْلايَ أَنِّي أَشْهَدُ أَنْ لَاإِلٰهَ إِلّا اللّٰهُ وَحْدَهُ لَاشَرِيكَ لَهُ، وَأَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ لَاحَبِيبَ إِلّا هُوَ وَأَهْلُهُ

وَأُشْهِدُكَ يَا مَوْلايَ أَنَّ عَلِيّاً أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ حُجَّتُهُ، وَالْحَسَنَ حُجَّتُهُ، وَالْحُسَيْنَ حُجَّتُهُ، وَعَلِيَّ بْنَ الْحُسَيْنِ حُجَّتُهُ، وَمُحَمَّدَ بْنَ عَلِيٍّ حُجَّتُهُ، وَجَعْفَرَ بْنَ مُحَمَّدٍ حُجَّتُهُ، وَمُوسَى بْنَ جَعْفَرٍ حُجَّتُهُ، وَعَلِيَّ بْنَ مُوسىٰ حُجَّتُهُ، وَمُحَمَّدَ بْنَ عَلِيٍّ حُجَّتُهُ، وَعَلِيَّ بْنَ مُحَمَّدٍ حُجَّتُهُ، وَالْحَسَنَ بْنَ عَلِيٍّ حُجَّتُهُ

وَأَشْهَدُ أَنَّكَ حُجَّةُ اللّٰهِ، أَنْتُمُ الْأَوَّلُ وَالْآخِرُ؛ وَأَنَّ رَجْعَتَكُمْ حَقٌّ لَارَيْبَ فِيها يَوْمَ ﴿لَايَنْفَعُ نَفْساً إِيمانُها لَمْ تَكُنْ آمَنَتْ مِنْ قَبْلُ أَوْ كَسَبَتْ فِي إِيمانِها خَيْراً﴾،

وَأَنَّ الْمَوْتَ حَقٌّ، وَأَنَّ ناكِراً وَنَكِيراً حَقٌّ، وَأَشْهَدُ أَنَّ النَّشْرَ حَقٌّ، وَالْبَعْثَ حَقٌّ، وَأَنَّ الصِّراطَ حَقٌّ، وَالْمِرْصادَ حَقٌّ، وَالْمِيزانَ حَقٌّ، وَالْحَشْرَ حَقٌّ، وَالْحِسابَ حَقٌّ، وَالْجَنَّةَ وَالنَّارَ حَقٌّ، وَالْوَعْدَ وَالْوَعِيدَ بِهِما حَقٌّ 

يَا مَوْلايَ شَقِيَ مَنْ خالَفَكُمْ، وَسَعِدَ مَنْ أَطَاعَكُمْ، فَاشْهَدْ عَلَىٰ مَا أَشْهَدْتُكَ عَلَيْهِ وَأَنَا وَلِيٌّ لَكَ بَرِيءٌ مِنْ عَدُوِّكَ

فَالْحَقُّ مَا رَضِيتُمُوهُ، وَالْباطِلُ مَا سَخِطْتُمُوهُ [اَسْخَطْتُموُهُ]، وَالْمَعْرُوفُ مَا أَمَرْتُمْ بِهِ، وَالْمُنْكَرُ مَا نَهَيْتُمْ عَنْهُ

فَنَفْسِي مُؤْمِنَةٌ بِاللّٰهِ وَحْدَهُ لَاشَرِيكَ لَهُ وَبِرَسُولِهِ وَبِأَمِيرِ الْمُؤْمِنِينَ وَبِكُمْ يَا مَوْلايَ أَوَّلِكُمْ وَآخِرِكُمْ، وَنُصْرَتِي مُعَدَّةٌ لَكُمْ، وَمَوَدَّتِي خَالِصَةٌ لَكُمْ، آمِينَ آمِينَ

و پس از آن، این دعا خوانده شود

اللّٰهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ أَنْ تُصَلِّيَ عَلَىٰ مُحَمَّدٍ نَبِيِّ رَحْمَتِكَ، وَكَلِمَةِ نُورِكَ، وَأَنْ تَمْلَأَ قَلْبِي نُورَ الْيَقِينِ

وَصَدْرِي نُورَ الْإِيمانِ، وَفِكْرِي نُورَ النِّيَّاتِ، وَعَزْمِي نُورَ الْعِلْمِ، وَقُوَّتِي نُورَ الْعَمَلِ

وَ لِسانِي نُورَ الصِّدْقِ، وَدِينِي نُورَ الْبَصائِرِ مِنْ عِنْدِكَ، وَبَصَرِي نُورَ الضِّياءِ، وَسَمْعِي نُورَ الْحِكْمَةِ

وَمَوَدَّتِي نُورَ الْمُوالاةِ لِمُحَمَّدٍ وَآلِهِ عَلَيْهِمُ السَّلامُ حَتَّىٰ أَلْقَاكَ وَقَدْ وَفَيْتُ بِعَهْدِكَ وَمِيثاقِكَ فَتُغَشِّيَني رَحْمَتَكَ يَا وَلِيُّ يَا حَمِيدُ

اللّٰهُمَّ صَلِّ عَلَىٰ حُجَّتِكَ فِي أَرْضِكَ، وَخَلِيفَتِكَ فِي بِلادِكَ، وَالدَّاعِي إِلَىٰ سَبِيلِكَ، وَالْقائِمِ بِقِسْطِكَ، وَالثَّائِرِ بِأَمْرِكَ، وَلِيِّ الْمُؤْمِنِينَ، وَبَوَارِ الْكافِرِينَ

وَمُجَلِّي الظُّلْمَةِ، وَمُنِيرِ الْحَقِّ، وَالنَّاطِقِ بِالْحِكْمَةِ وَالصِّدْقِ، وَكَلِمَتِكَ التَّامَّةِ فِي أَرْضِكَ

الْمُرْتَقِبِ الْخائِفِ، وَالْوَلِيِّ النَّاصِحِ؛ سَفِينَةِ النَّجَاةِ، وَعَلَمِ الْهُدَىٰ، وَنُورِ أَبْصارِ الْوَرَىٰ، وَخَيْرِ مَنْ تَقَمَّصَ وَارْتَدىٰ

وَمُجَلِّي الْعَمَى، الَّذِي يَمْلَأُ الْأَرْضَ عَدْلاً وَقِسْطاً كَمَا مُلِئَتْ ظُلْماً وَجَوْراً، إِنَّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ

اللّٰهُمَّ صَلِّ عَلَىٰ وَلِيِّكَ وَابْنِ أَوْلِيَائِكَ الَّذِينَ فَرَضْتَ طَاعَتَهُمْ، وَأَوْجَبْتَ حَقَّهُمْ، وَأَذْهَبْتَ عَنْهُمُ الرِّجْسَ، وَطَهَّرْتَهُمْ تَطْهِيراً

اللّٰهُمَّ انْصُرْهُ وَانْتَصِرْ بِهِ لِدِينِكَ، وَانْصُرْ بِهِ أَوْلِياءَكَ وَأَوْلِيَاءَهُ وَشِيعَتَهُ وَأَنْصارَهُ وَاجْعَلْنا مِنْهُمْ

اللّٰهُمَّ أَعِذْهُ مِنْ شَرِّ كُلِّ باغٍ وَطاغٍ، وَمِنْ شَرِّ جَمِيعِ خَلْقِكَ، وَاحْفَظْهُ مِنْ بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِ وَعَنْ يَمِينِهِ وَعَنْ شِمالِهِ

وَاحْرُسْهُ وَامْنَعْهُ مِنْ أَنْ يُوصَلَ إِلَيْهِ بِسُوءٍ، وَاحْفَظْ فِيهِ رَسُولَكَ وَآلَ رَسُولِكَ

وَأَظْهِرْ بِهِ الْعَدْلَ، وَأَيِّدْهُ بِالنَّصْرِ، وَانْصُرْ ناصِرِيهِ، وَاخْذُلْ خاذِلِيهِ، وَاقْصِمْ قاصِمِيهِ

وَاقْصِمْ بِهِ جَبابِرَةَ الْكُفْرِ، وَاقْتُلْ بِهِ الْكُفَّارَ وَالْمُنافِقِينَ وَجَمِيعَ الْمُلْحِدِينَ حَيْثُ كانُوا مِنْ مَشارِقِ الْأَرْضِ وَمَغَارِبِها

بَرِّها وَبَحْرِها، وَامْلَأْ بِهِ الْأَرْضَ عَدْلاً، وَأَظْهِرْ بِهِ دِينَ نَبِيِّكَ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وآلِهِ، وَاجْعَلْنِي

اللّٰهُمَّ مِنْ أَنْصارِهِ وَأَعْوانِهِ وَأَتْباعِهِ وَشِيعَتِهِ، وَأَرِنِي فِي آلِ مُحَمَّدٍ عَلَيْهِمُ السَّلامُ

مَا يَأْمُلُونَ، وَفِي عَدُوِّهِمْ مَا يَحْذَرُونَ، إِلٰهَ الْحَقِّ آمِينَ، يَا ذَا الْجَلالِ وَالْإِكْرامِ يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ

 

Türkçesi

  

Selam olsun Âl-i Yâsin’e.

Selam olsun sana ey Allah’ın davetçisi ve ayetlerinin rabbanîsi (ayetlerine ârif olan)!

Selam olsun sana ey Allah’ın kapısı ve dininin hâkimi!

Selam olsun sana ey Allah’ın halifesi ve hakkının yardımcısı!

Selam olsun sana ey Allah’ın hücceti ve muradının delili!

Selam olsun sana ey Allah’ın kitabını okuyan ve tefsir eden!

Selam olsun sana gecenin bağrında ve gündüzün her saatinde.

Selam olsun sana ey Allah’ın yeryüzündeki birikimi!

Selam olsun sana ey Allah’ın aldığı ve sağlamlaştırdığı misakı!

Selam olsun sana ey Allah’ın kefil olduğu vaadi!

Selam olsun sana ey dikilen sancak ve dökülen ilim ve geniş yağmur ve rahmet; bu yalan olmayan bir vaattir.

Selam olsun sana ayağa kalktığında.

Selam olsun sana yere oturduğunda.

Selam olsun sana okuyup açıkladığında.

Selam olsun sana namaz kıldığında ve kunût tuttuğunda.

Selam olsun sana rükû ve secde yaptığında.

Selam olsun sana “La ilahe illallah ve Allahu Ekber“ dediğinde.

Selam olsun sana hamt ve istiğfar ettiğinde.

Selam olsun sana sabahlayıp akşamladığında.

Selam olsun sana gece karanlık örtüsünü yaydığında ve gündüz aydınlandığında.

Selam olsun sana ey korunan (İmam)!

Selam olsun sana ey (bütün mahlûkattan) öne geçirilen ve beklenen (İmam)! En kapsamlı selamlarla sana selam olsun.

Ey benim mevlam! Ben seni şahit tutarak (söylüyorum) ki, şüphesiz ben Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna ve ondan ve Ehlibeyti’nden başka (Allah’ın) habibi olmadığına şehadet ederim.

Yine seni şahit tutarak söylüyorum ki, Emîrü’l-Müminin Ali O’nun (Allah’ın) hüccetidir; Hasan O’nun hüccetidir; Hüseyin O’nun hüccetidir; Ali bin Hüseyin O’nun hüccetidir; Muhammed bin Ali O’nun hüccetidir; Cafer bin Muhammed O’nun hüccetidir; Musa bin Cafer O’nun hüccetidir; Ali bin Musa O’nun hüccetidir; Muhammed bin Ali O’nun hüccetidir; Ali bin Muhammed O’nun hüccetidir; Hasan bin Ali O’nun hüccetidir. Yine Şehadet ederim ki, sen Allah’ın hüccetisin. (Varlık ve faziletlerde) başlangıç ve bitiş sizsiniz.

Sizin rec’atınız şüphe götürmez bir haktır; o gün ki önceden iman etmeyen ve imanında bir hayır elde etmeyen kimseye (o gün) iman etmesi fayda vermeyecektir.

Yine Şehadet ederim ki, ölüm haktır; Nekir ve Münker (adlı sorgu melekleri) haktır.

Şehadet ederim ki, (kıyamet günü) dirilme ve (mezarlardan) ayağa kalkma haktır; sırat (köprüsü) haktır; (Allah’ın günahkârlara, zalimlere yönelik) kurduğu pusu haktır; mizan (terazi) haktır; (insanların mahşer yerine) toplanması haktır; hesap sorulması haktır; cennet ve (cehennem) ateşi haktır; (cennet nimetleriyle) müjdelenip cehennemle korkutulmak haktır.

Ey benim mevlam! Size muhalefet eden bedbaht olur ve size itaat eden saadete kavuşur. O hâlde, seni şahit tuttuğum konularda bana şahitlik yap. Ben senin dostunum ve düşmanından berîyim. Sizin razı olduğunuz şey haktır ve buğz ettiğiniz şey batıldır; iyilik sizin emrettiğiniz şeydir, kötülük ise sizin sakındırdığınız şeydir. Benim nefsim ancak yegâne olan ve ortağı bulunmayan Allah’a, Resul’üne, Emîrü’l-Müminin’e ve sizin ilkinizden sonuncunuza kadar hepinize iman etmiştir. Benim size yardımım hazır ve size olan sevgim halistir. (Allah’ım!) Kabul eyle, kabul eyle.

Daha sonra şu duayı okumak çok iyidir:

Allah’ım! Senden rahmet peygamberin ve nurunun kelimesi Muhammed’e salât etmeni ve benim kalbimi yakin nuru, göğsümü iman nuru, fikrimi (hayırlı) niyetlerin nuru, azmimi ilim nuru, gücümü amel nuru, dilimi doğruluk nuru ve dinimi indinden olan basiretler nuru, gözümü aydınlık nuru, kulağımı hikmet nuru, sevgimi Muhammed ve Ehlibeyti’nin (selam olsun onlara) muhabbet ve velayet nuru ile doldur; bu durum ahdine ve misakına vefa gösterdiğim ve rahmetin beni kuşattığı hâlde sana kavuşuncaya kadar devam etsin, ey (müminlere) Veli; ey (bütün sıfatları) beğenilmiş Hamîd!

Allah’ım! Muhammed’e (Hz. Mehdi’ye) salât eyle; o ki yeryüzündeki hüccetin, beldelerindeki halifen, yoluna davet eden, adaletinle kıyam edecek, emrinle devrim yapacak kimsedir; müminlerin velisi, kâfirlerin helakına vesile olacak, karanlığı aydınlatacak, hakkı ortaya çıkaracak, hikmet ve doğruluğu dillendirecek olan, yeryüzündeki en kâmil kelimendir; o (senin emrini, rahmetini bekler), (azametinden korkar) çekinir; (insanların hayrını isteyen bir ) velidir; kurtuluşun gemisi, hidayetin sancağı ve mahlûkatın gözlerinin nurudur; üzerine (hilafet ve imamet) gömleğini ve kaftanını giyen en hayırlı kimsedir; körlerin (manevi) körlüğünü gideren odur; zulüm ve haksızlıkla dolduktan sonra, yeryüzünü adaletle dolduracak kimse odur. (Ey Rabbim!) Şüphesiz sen her şeye kadirsin.

Allah’ım! Velin ve velilerinin oğluna salât eyle; onlar ki itaatlerini farz ve haklarını farz kıldın; her türlü fenalığı kendilerinden uzaklaştırdın ve onları tertemiz kıldın.

Allah’ım! Ona yardım et ve onunla dinine yardımda bulun; onunla dostlarına ve onun dostlarına, taraftarlarına ve yardımcılarına yardım eyle ve bizi de onlardan kıl.

Allah’ım! Onu her zalimin, her azgının ve bütün yarattıklarının şerrinden koru; onu önünden arkasından, sağından ve solundan koru ve onu korumana alarak kimsenin ona bir kötülük ulaştırmasına izin verme; onun şahsında Resul’ünü ve Resul’ünün Ehlibeyti’ni koru; adaleti onunla ortaya çıkar, yardımınla ona destek ol; ona yardım edenlere yardım et ve onu yalnız bırakanları yalnız bırak; onu kıranı (kırma çabası içinde olanı) kır; onunla küfür zorbalarını kır; onunla dünyanın doğusunda veya batısında, karasında veya denizinde bulunan kâfirleri, münafıkları ve bütün azgın inkârcıları öldür; onunla yeryüzünü adaletle doldur; onunla Peygamber’inin (Allah ona ve Ehlibeyti’ne salât etsin) dinini aşikâr eyle ve beni ey Allah’ım, onun yardımcı ve yarenlerinden, takipçilerinden ve taraftarlarından kıl; Âl-i Muhammed’in arzu ettikleri şeylerin vuku bulduğunu ve düşmanlarının korktuğu şeylerin başlarına geldiğini bana göster.

Ey Hak İlah! Duama icabet eyle. Ey celal ve ikram sahibi! Ey merhamet edenlerin en merhametlisi!

Güncelleme Tarihi: 29 Aralık 2023, 09:14
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER