Nefis Tezkiyesi İçin

Nefsini kötülüklerden arındırıp iyi sıfatlar kazanmak isteyen kişi birkaç şeyden kaçınmalıdır.


1- Kötü insanlardan uzak durmalı ve bunu kendisine zorunlu bir görev bilmelidir. Öte yandan iyi ahlaklı insanlarla arkadaş olup onlarla oturup kakmalı, onların yaratana ve yaratılana karşı davranış tarzlarını gözetip örnek almalı ve geçmiş saadet yolu yolcusu olan din ve millet büyüklerinin hayat hikâyelerini araştırıp öğrenmeli ve bu insanların hal ve davranışlarına dair anlatımları her fırsatta okumalı, dinlemelidir. Zira bir insanla arkadaş olup onunla oturup kalkmak, o insanın özeliklerini ve sıfatlarını kazanmak açısından büyük bir etkendir.
 

2- Sürekli iyi sıfatlardan kaynaklanan işleri yapmaya çalışmalı ve hoşlansın veya hoşlanmasın kendisini, elde etmek istediği veya korumak istediği iyi sıfatın gerektirdiği işleri yapmaya zorlamalıdır. 
Örneğin cömertlik melekesini kazanmak isteyen veya sahipse korumak isteyen kişi, sürekli sahip olduğu mallarından akıl ve din çerçevesinde müstahak olan insanlara bağışta bulunmalı ve kendisinde cimriliğe dair bir belirti sezdiğinde ise, kendisini uyarıp azarlamalıdır. 

 

3- Sürekli kendi durumunu ve işlerini gözetim altında tutmalı; yapacağı işin güzel ahlakla çelişmemesi için, işe koyulmadan önce iyice düşünmelidir ve şayet iyi sıfatlarla uyuşmayan bir işe bulaşırsa, kendisini kınamalı ve cezalandırmalıdır. Şöyle ki önce kendisini kınamalı ve ardından da nefsini hoşlanmadığı zor işlere katlandırarak cezalandırmalıdır.
Kesinlikle hiçbir durumda kendisinden gafil olmamalı ve iyi ahlak açısından en yüce makama vardığını zannediyor olsa bile yine de asla iyi sıfatları elde etmek ve korumak doğrultusunda çaba harcamaktan geri durmamalıdır. Zira gaflet, tembelliğe yol açar ve tembellik ise, kuds âlemi feyzinin kesilmesine ve feyiz kapılarının kapanmasına sebep olur.

 

4- Şehvet veya gazap gücünü tahrik eden etkenlerden uzak durmalıdır. Gözünü, şehvet veya gazap gücünü uyandıracak şeylerden uzak tutmalıdır. Kulağını da benzer şeyleri dinlemekten sakınmalıdır, kalbini de bu şeylerin tasavvur ve hayalinden uzak tutmalıdır ve bu hususta kalbine daha fazla bir önem vermeli ve daha fazla bir titizlikle onu korumalı ve bu gibi şeylerin hayalini kurmaktan dahi zinhar kaçınmalıdır. 
Zira hayal etmek ve zihinde canlandırmak sonucunda insanda, istek ateşi ve gazap alevi daha bir canlılık kazanıp yükselişe geçer ve sonra da insanın organlarına yansır.
Görmek veya duymak tek başına, hayal gücünün kullanılmadığı bir yerde pek etkili değildir. Bu yüzden bu iki gücün uyanmasını engellemeyen bir insan, yırtıcı bir aslanı veya vahşi bir köpeği ya da asi bir atı serbest bıraktıktan sonra ondan kurtulmak isteyen bir insana benzer.

 

5- Nefsine kanmamalı, yaptıklarını iyiye yormamalıdır. Eksikliklerinin peşinde olup gizli kusurlarını bulmak için çaba harcamalı ve titizlikle araştırmalıdır. 
Kusurlarını bulduğunda ise, onları gidermeğe çalışmalı ve bilmelidir ki, her insan, kendi sıfat ve hallerine hayranlık duyar. Bu nedenle de yaptıkları ona hep hoş ve güzel görünür. Dolayısıyla ancak çok dakik ve titiz bir bakışla incelediğinde kendi eksikliklerini görebilir.
Saadet yolcusunun ayrıca gün sonunda kendini hesaba çekmesi farzdır. Günün sonunda, gün boyunca yaptıklarını düşünmeli; o günün amel defterini açıp baştan sona detaylı olarak gözden geçirmeli ve bütün yaptıklarına bakmalıdır. Eğer gün boyunca herhangi bir kötü işe bulaşmadığını ve herhangi bir kusurda bulunmadığını görürse, Allah'a hamd etmeli ve bu başarının Allah'tan olduğunu bilip O'na şükretmelidir. Ama eğer kötü bir işe bulaştığını görürse, bundan dolayı kendisini kınamalı ve pişmanlık duyup tövbe etmeli ve Allah'tan af dilemelidir.

 

YORUM EKLE